Walter Benjamin'in 19. yüzyıl Başkent'i Paris denemesinin bir bölümü Haussmann ya da barikatlardır. Paris'in yıkımı ve kapitalist kentsel yeniden yapılanma süreci ile Paris proletaryasının 1930'larla başlayan başkaldırısının simgesi olan bu barikatlardır.
1850-1860'larda, Baron Haussmann, III. Napolyon'un yetkilendirmesiyle, kapitalist modernleşmenin gereklerine uygun olarak Paris'i yıkar ve yeniden kurar. Haussmann dünyanın gelmiş geçmiş en hırslı kent plancısı adıyla tarihe geçer. Göçle ve yeni ihtiyaçlara karşılık gelecek yapı ve düzenlemelerin yokluğuyla içinden çıkılmaz ve sıkışık bir kent haline gelmiş Paris'i, sermaye birikiminin ve devletin bekasının gereklerine göre yeniden planlar ve yapar.
Endüstriyel sermayenin gerektirdiği altyapıya, fabrikalara ve devleti yücelten üsluplarıyla bürokrasinin yerleştiği kamu yapılarına yer açar. Kamu kurumlarını, bulvarlar boyunca yerleştirir. Yıkım ve yapım süreci, daha önce farklı sınıf ve gruplarının iç içe yaşadığı eski kent dokusunu böler, parçalar; eski mahalleler ve yaşantı tarzlarını yıkar. "Parisliler, artık o kentin yerlisi oldukları duygularını yitirirler. Büyük kentin insancıl olmaktan uzak karakterinin bilincine varmaya başlarlar".
Yıkım, kentsel toprakların kamulaştırılmasını öngörür; bu da spekülasyonu, vurgunculuğu arttırır ve kiralar yükselir. Kentin çevresinde kızıl kuşak denilecek olan varoşlar oluşur.
Paris'in doğusu işçiler, batısı ise daha lüks, burjuva yaşamı için ayrılır. Zaten Paris Komünü'nün oluşmasında, Haussmann'ın Paris'i yeniden düzenlemesi sonucu ortaya çıkan kentsel toplumsal problemlerin fitilleyici bir etkisi bulunur.
Bu yeniden yapılaşma sırasında, toprak spekülasyonu alıp başını gider; evler yıkılır; kiralar ve bütün malların fiyatları artar. Devletin kararıyla yapılan bütün bu yeniden yapılanma ve aynı zamanda devletin vurguncuları koruması, toprağın değerinin artmasında önemli etkenlerdir. Siyasi bir devrim girişimi olan Komün, aynı zamanda, Paris'in sermayenin gereklerine göre yeniden yapılanmasına yani merkezi devlete karşı yapılmış -yerel bir hareket olarak - kentsel bir devrimdir.
Haussmann'ın büyük devlet projesi çerçevesinde kamulaştırma, yeni fabrikalar yapmak, üretim için yeni altyapı hazırlamak, büyük yollar açmak gibi birçok amacı vardır. Yeni yolların ulaşabileceği yerlerde alışveriş merkezleri yapılır.
Bu yeniden yapılanmada askeri amaçlar da söz konusudur: Trafik, ulaşım ve yeni yapılara eksen oluşturma sorununu çözen büyük bulvarlar, aynı zamanda ayaklananların, direnenlerin barikat kurmasını engellemek, askeri birliklerin olay yerine rahatça ulaşmalarını sağlamak amacıyla tasarlanır: "Haussmann'ın çalışmalarının asıl amacı, kentin iç savaşa karşı güvence altına alınmasıydı. Paris'te barikatların kurulmasını artık bütün bir gelecek için olanaksız kılmak istiyordu."
Engels barikat çarpışmalarının taktiğini inceler: Haussmann barikat savaşlarını iki yoldan önlemek niyetindedir. Caddelerin genişliği, barikatların kurulmasını olanaksız kılacaktır; öte yandan yeni caddeler, kışlalarla işçi mahalleleri arasındaki en kısa yolları oluşturacaktır. Çağdaşları, bu girişimi "stratejik güzelleştirme" diye överler.
Askeri, ekonomik, idari ve kültürel olarak, yani kapitalizmin kendini yeniden üretmesi için gerekli mekansal yapılanma böylece gerçekleşir.
Bu yeni bulvarlar, amaçladıklarından öte işlevler edinir. Kentin işçi sınıfı ve lümpenleri yeni bulvarlar aracılığıyla kent merkezine ulaşır ve farklı sınıfların karşılaşmalarının ve kesişmelerinin çoğu dramatik de olan hikayeleri, böylece başlar. Bulvarlar bu türden "birincil karşılaşmalar" yaratacak modern kensel kamusal alanların oluşumuna, istemeden de olsa yol verir.
Geniş bulvarlar, Paris Komünü'nde yeniden kurulan barikatları önleyemez.
Komünün (18 Mart - 28 Mayıs 1871) ardından devlet yönetimi dizginleri sıkılaştırır; Parisliler tüm politik özgürlüklerini kaybederler; askeri mahkemeler, 1874'e kadar, birçok ölüm cezası verir. Versay-Komün Savaşı ve ölüm cezaları sonucu ölü sayısı, 30 bini bulur. Mahkumların çoğu sürülür, bazıları kaçar. 1875'lerde düzen yeniden yapılanmıştır, Cumhuriyetçi Anayasa ile birlikte emeğin örgütlenme hakları (sendikalar ve partiler) yasal olarak kabul edilir. 1880'de çıkan genel af sonucu sağ kalan son komüncüler Fransa'ya dönerler.
Alman kuvvetleri, 14 Haziran 1940’ta Paris’e girdi. Bir haftadan kısa bir süre sonra, yenilen Fransa, Almanya ile bir ateşkes imzaladı. Paris'e giren Alman panzerlerine karşı öyle aman aman bir direniş gerçekleşemedi. Çünkü tüm bulvarlar doğrudan Elysee sarayına açılıyordu. Elysee sarayı Şanzelize (Champs-Élysées) bulvarından adını alıyordu.
Kaynaklar:
(1) Walter Benjamin - Pasajlar YKB
(2) Meral Özbek - Walter Benjamin Okumak III. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi
(3) Paris Komünü Üzerine - Marx - Engels - Sol Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder