17 Ocak 2010 Pazar

Zombiler

İnsan iki biçimde veya dönemde öldürülüyor: Ya çocuklukta ya da ergenliğin başlangıç döneminde. Hayır diyebilme gücünün tadına varılacağı sularda.  

Sonrası dönemlerde karşımda ölü insanlar gördüm. Ergenlik çağındaki birinin,  toplumca kabul edilebilmesi, ancak ergenlikte  öldürülmesi ile mümkün gibi. Ergenlikte öldürülemiyorsa biri, erişkinlikte ona gem vurmak çok kolay değil.

Ergenlikte öldürülen ruh en azından çocukluğunu ve buna bağlı özgürlüğünü biraz yaşamış olabiliyor. Ya çocuklukta öldürülmüşse?

Ergenin öldürülüp topluma kabul edilmesinden sonra o ölen ergenin tüm bilinci kökten yok edilemediği için, anı kırıntıları içinde kendi özgürlüğüne dair çocukluğun izlerini sürebildiği için sakat olsa bile ölümünü elindeki özgürlük kırıntılarıyla yaşamaya devam edebiliyor.

Bilinç dışı taşmalarıyla, kendi içine dönme olanaklarıyla, terketme veya vazgeçebilme seçenekleriyle, sığınabildiği sanatları olmasıyla, o kendi saf özgürlüğünün hastalıklı yansımalarıyla devam eden bir ölüm hali.

Eğer çocuklukta öldürülmüşse, izini sürebileceği bir özgürlük alanı da yoksa veya o alanı tanımadan, denemeden öldürülmüşse, o yaşam bir zombi yaşamına dönüşüyor. 

Etrafta gördüğüm ve artık kanıksadığım ölüm tanıklıkları çoğunlukla bu zombiler. Dogmalarla çocuklukları iğfal edilmiştir. 

Dolgu haline getirilmiştir çocuklukta öldürülenler.

Sevebilirler. Sevmek zorunda olduklarını veya sevmenin, gördüklerine, yaşadıklarına bağlı bir edim olduğunu kabul etmişlerdir. Dizilerde, şarkılarda filmlerde gördüklerinden dolayı sevmeyi öğrenirler.

"Yaşıyoruz," diyebilirler. Yaşamak zorunludur ve yaşamakla mükellef oldukları söylenmektedirler kendilerine. Bir amaçları vardır: Özellikle "yaratılmışlardır". 

Bu amaçlara bağlı olarak yaşamaları gerektiği va'z edilir sürekli kendilerine. Yaşamdan gerektiğinde vaz geçmesini de bilmezler. Vaz geçiş kendileri için değil kendilerinden daha yüksek ve ulu bir varlık içindir. Tanrı içindir, vatan içindir.

"İnsanız," derler. Her şey bizim içindir derler. Evren onlar içindir, dünya, hayvanlar, bitkiler, dağlar, ovalar, denizler onlar içindir. Onlar için olmayanın korunması gereğini düşünemezler. Çünkü kendi dışlarındaki gerçeklikleri, o şeylerin duyumları, algıları ile tanırlar. Kendi duyumları, algıları, anlayışları dışında olanları değerli görmezler ve ellerinden geldiğinde ise yok ederler. Evrenin onların algılarından bağımsız olduğunu ne kabul ederler ne de böyle olması gerekir diyenleri anlamaya çalışırlar.

Suç. Yok aslında. Yalnızca onları çocukluklarında öldüren mekanizmalar yine çocuklukta öldürülmüş olanlar tarafından üretilmiyor mu? 

Şimdinin tetikçileri geçmişlerinde o ölümün yaşayanı değil miydiler?

Suç.  Var aslında. Güce, disipline, zora dayalı yaşama paradigması.

Hiç yorum yok:

Ben Şimdi Ölmedim

- Meçhul bir Ömer'e. Bir şiirin hikayesi, şiir yazılırken anlatılmaya başlar. Şiirle beraber hikaye yazılır. Ben şimdi ölmedim. Her iste...