Meyve olgunlaşır.
Hamdır. Acı, kekri, çok ekşi, çiğnenemez, sert veya dağılandır. Güneş, rüzgar, kar ve zaman meyveye vurur. Onun, bizden kendisini uzak tuttuğu özelliklerini değiştirir.
Olgunlaşma, ham olanın gençliğinin, yeni yetmeliğinin törpülenmesidir. Olgunlaşma farklı / marjinal / sıra dışı / uçlarda olmak değil; kendi içine / davranışlarına dem almaktır, dibe çökmek ve oradan görünen tarafını beslemektir.
"(...) yaşlı müzik üstadına kısa bir ziyarette bulundu Knecht. Gözle görülür şekilde elden ayaktan düşmeye başlamış, hanidir ağzını açıp bir şey konuşmaktan çıkmış saygıdeğer üstat sonuna kadar yitirmedi neşesini, kendini koyvermedi. Üstat hasta değildi, ölümü de gerçekte bir can çekişme değil, maddesellikten yavaş yavaş bir soyutlanmaydı, bedensel varlığın ve bedensel işlevlerin giderek kayboluşuydu, beri yandan yaşam her an biraz daha çok gözlerin bakışında ve kendi içine gömülen yaşlı yüzün saçtığı hafif parıltıda toplanıyordu. (...) Emekli üstadın koltuğunda oturduğu küçük odaya ruhsal bakımdan gereği gibi hazırlanmış durumda adım atan bu az sayıdaki kişi yok oluşun bu yumuşak aydınlığından içeri sızabiliyor, sona eren bir mükemmelleşmenin sözsüz bir suskunluğa gömülüşünü duyumsayabiliyordu; sanki görünmez ışınları sinesinde barındıran bir bölgede eğleşiyorlarmış gibi üstadın ruhunun billursu çevresinde, dünyevilikten uzak bir müziğe kulak vererek mutlu saatler geçiriyor, sonra arınmış ve güçlenmiş yüreklerle adeta bir dağın yüce doruğundan aşağı inerek günlük yaşamlarına koyuluyorlardı." (Sayfa 278)
Boncuk Oyunu - Hermann Hesse (çev: Kamuran Şipal - YKY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder