Evdekiler bayram gezmesine çıktılar. Belki akşam üstü göle kadar yürürüm. Dün ağaca çıktım, erik topladım bir sepet kadar.
Arkadaşlarımı özledim. Burada öyle konuşacağım bir çevre kalmadı. Çoğunluğu başka şehirlerde, başka üniversitelerde. Final dönemleri farklı. Yalnızca getirdiğim kitaplar var. Onlar da konuşmanın yerini tutmuyor.
Ayşe, Ayşegül, Gülsen, Ruken, Murat, Mete, Ruşen, Azmi ile kavga etmek istiyorum. Ağız dalaşına girmek istiyorum. Ama yoklar işte.
TRT3'te Bach'ın Viyolensel Suiti.
Yazdığım kalem benim değil. Yasemin'in. Geri vermeyi unutmuşum. Gözleri çok güzel Yasemin'in. Ağızlığa bir Yenice takmışım. Keyifle tüttürüyorum. Sabahtan demlenmiş çay.
Mutfağa gidip dönünce çalan müzik değişmiş. Bahçeden kuş sesleri ile orgun, kemanın, obuanın ezgileri karışıyor. Bir çello ağır bir soloda. Herhalde bu beste de Barok dönemden. Saçları kıvırcık, kumral bir kız Yasemin Ayşelerin arkadaşı. Öyle bir sohbetim yok onunla. Ayaküstü konuşurduk. Kalemi nasıl kalmış hatırlamıyorum. Amasyalı. Borabay Gölüne yakın, Taşova'lıymış.
Gezelim Görelim programında görmüştüm Borabay Gölünü.
Bir özlem duygusu sardı içimi. Bu akşam üstü mutlaka göle inmeliyim. Gölün kokusunu içime çekmeliyim.
Flüt, obua ve fagotlar girdi devreye. Keman, org. Ritm hızlandı. Keman soloya geçti. Klavsen ve tekrar orgun derin bir iç çekişi. Kemanın sezi tizleştikçe tizleşti. İnceliyor, inceliyor, uzaklaşıyor ve birden çello en pes sesi ile inlemeye başladı.
Hafiften esen yel ders notlarımı havalandırıyor. Gözlüğümü koydum üstlerine ve çaydan bir yudum, bir nefes Yenice.
Vivaldi, Teleman, Bach. Hangisi? Tüm orkestra birden son kısmı icraya başladı. Konçerto grosso olabilir.
Teleman. Konçerto.
1983
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder