içimdeki ses duyulmaz bana
bomboş bakıyor gözlerim
ne yapsam ellerim dolanıyor
şarkılar mı uğuldayan kulaklarımda
farkında değilim
adımlarımı
kollarımı açtığım ne
koştuğum yol kim
nedir aradığım
saç diplerindeki ürpertiden bile yoksunum
yosunları tarayacak parmaklarım yok
sabahın ninnisinde okunan dua
açılan avuç değilim
zamanla kurulan halay
dişlerimi kamaştıran nikotin tadı
ciğerlerimi söken katran
zamanından soyunmuş örümcekli mağara değilim
dağılıyorum hücre hücre her gece
her ağardığında gün birleşiyorum
yalnızlığın örsünde çekicim oluyor saatler
duvarlarım eşiliyor
kapılarım kapanıyor
aynalarla bir oluyor pencereler
sırlıyorlar perdeleri
bağırıyorum
dökülün gözyaşları
ağaracak saçlar çözülün
yarın da bir dün de yeni
yaşadığımız hep bugün
birer kağıt parçası değiliz
uçsuz bucaksız damlaların yalnızlığındayız
maviler sarmış dağı
bu benim kimliğimdeki resim
menekşeleri sökülmüş bir dağ
çamur içindeyim
teknem toprak
sabırla özdeşim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder