19 Şubat 2008 Salı

Parlasın çılgın cevher

Oda soğuk ve ben bir sanayinin tam ortasında karanlıklardan gelen çekiç seslerini peşime takıp sürüklerken ve sen bir şehrin kendinden habersiz cangılında sokağı içeriye kapatmışken, Pink Floyd - Wish You Were Here dinliyorduk birlikte.  Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu derken bitiverdi Ursula Le Guin evreni.  Sonra. Geçtim kendimden.

***
yıldırım çarpmış da yarılmış
meşe ağacından sallanan
darağacı sesler
inler tel
boğar beni

evet haydi çıldır tel
boğ ki
donsun yüzümdeki her çizgi
yaşların yuvarlanıp gittiği

parlasın
gözleri çıkarılmış boşluklarım
atmadığına inan
daya başını göğsüme

demir bir çekirdek yarılmakta urlaşarak
ben miyim o çılgın izdüşümleri
deniz diplerinin

gelin
parçalayın beni
gezegenlerden sıçrayan aylarım

parla
çılgın
cevher
göster yüzünü

çöllerimin kum dağları
ben yıktım sizleri
surunuzu üflerken

uğulduyor beynimin içinde
ölümün çağıran soluğu
durdum
bir mağarada
inleyen
çıldıran
tel

yüreğim
ışıksız havasız
karanlık bir mağara
yarılmayı
kanamayı bekleyen
her şeyi unutmuş parçalanıp
yeryüzüne dönmeyen

o uzak ovalarda
otlaklarda
rüzgarın altında yaşayan
o uzak adaya bırakılan
konuşmasız sızlayan
odalardan bile unutkan
yaşlılar

çılgın
inleyen tel
parlayan kuş
gürle

bozkırlarda
yalnız bir adam:
kuru ağaç
dişleri dökük
güneş kavruğu
bir yılkı yaşlısı
soğuk dağlara çekilmiş
tipisinde kışların

inle çılgın tel
boğ sessizlikleri
sık sözleri
çıkmasın soluklar

beynimi kaldırmıyor başım
üşümüyor ayaklarım artık
soğudum
kaskatıyım
çılgın
parlayan
tel

Hiç yorum yok:

Ben Şimdi Ölmedim

- Meçhul bir Ömer'e. Bir şiirin hikayesi, şiir yazılırken anlatılmaya başlar. Şiirle beraber hikaye yazılır. Ben şimdi ölmedim. Her iste...