Ölçüsüz, sınırsız olan yoktur. Ancak ölçüsüzlüğü veya sınırsızlığı duygularında hissedebilir insan. Bir süre, bir dönem, bir kaç yıl bir kaç on yıl sonra duyguların da sınırlarını ve ölçülerini farkeder.
Mutluluk; bir esenlik, bir erinç, hiçbir şeyin o anda insanda yarattığı ferahlığı, rahatlığı, iç huzurunu ortadan kaldıramayacağı hissidir. Mutluluk, işte o his bir anlıktır. İnsan ilk önce bu sınırı, mutluluk duygusunun sınırını ve ölçüsünü farkeder.
Mutluluk hissi noktasaldır, yalnızca bir duruma karşılık gelir. Saadet, mesut olma, felicity, happinies. Kesiklidir, süreksizdir. Mutlu olma anı geçtikten sonra tekrar sıradanlaşır anlar. Diğer anlara benzer, o anların içerikleri farklı ama sonuçları aynı olan tekrarlardır.
Ölüm, ya o mutluluk hissiyle dolu bir anda veya o histen yoksun tekrarlardan bir anda çıkar karşımıza. Ölüme mutluluk dolu bir anda gülümseyen kimseyi görmedim bugüne kadar. Ölümle mutluluk hissi ile dolu bir anda karşılaşmak için diğer anların tekrar eden hislerinden arınmış bir boşlukta beklemek gerekiyor.
Algılanamayan sesler, ışık dalgaları vardır. Özel bir araçla, o kişiye ait özel bir varlık durumuyla algılanamayanlar alıgılanabilir hale gelebilirler. Özel olarak algılanabilen özel durumlar işte beklenilen boşluğun sonuçlarındadır.
Kimilerinin hiç boşluğu yoktur. Aslında hayatları o boşluktadır. Yaratıcılar, sanatçılar, şairler, ressamlar, şarkı söyleyenler, keman çalanlar, ağız mızıkası ile boşluğa sesler gönderenler ve diğerleri.
Kimilerinin yine hiç boşluğu yoktur. Bütün anları, ne ile doldurulursa doldurulmuş olsun, doludur. İşte bu dolu anları ile hayatlarında hiçbir boşluğa yer vermemiş olanların ölümlerinde gülümseme yoktur, ölümü kabullenme yoktur.
Ölüm sonrasında bile yaşamayı düşündüklerinin sonuçlarına veya yaşamayı düşündüğü anların beklentilerine odaklanmışlardır. Şu son nefesi bir an daha geciktirsem, derler ve her geciktirmeden bir an daha kazanmaya çalışırlar.
Boşluğunda ölümü karşılayanlar için artık ölüm bir değişim, bir yer değiştirme, bir biçim değiştirme eylemidir. Ölüme erişmiş olmak onlar için mutluluk hissine dokunmak gibidir.
Solan gülün arkasından ağlamazlar. Nasıl olsa gül solacaktır.
Açan gülün arkasından gülmezler. Nasıl olsa gül açacaktır.
Koparılmış gülden dolayı kızmazlar. Nasıl olsa o gül bir yakada kokmaya devam edecektir.
Beyaz kedi her yanı tarayıp ertesi gün için gökyüzünü temizleyen gümüşsü ayı temsil eder. Beyaz kedi "gizlice ortadan kaybolanları izleyen, iz takip eden avcı; araştırıcı; kelebek avcısı"dır. Margaras "ternizleyici" ya da "kendi kendini temizleyen hayvan"dır. Yolu gümüşsü ayla aydınlanmış olan beyaz kedi avcı ve katildir. Bütün karanlık, gizli yerler ve varlıklar o karşı konulmaz ölçüde tatlı ışıkta ortaya çıkar. (William S. Burroughs - İçerdeki Kedi)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ben Şimdi Ölmedim
- Meçhul bir Ömer'e. Bir şiirin hikayesi, şiir yazılırken anlatılmaya başlar. Şiirle beraber hikaye yazılır. Ben şimdi ölmedim. Her iste...
-
Belleksizleşmek İstiyorum. Bu bir beklenti değil, bu bir niyet değil, bu bir geri çekilme veya kaçış değil. Tükenmiş olmanın doğal bir sonuc...
-
Şahin Şahvelioğlu (1958 - 2017) ------------ 16 Mart 2017 Perşembe - Kırıntı Köyü halkımızdan Şahin Şahvelioğlu (59) İstanbul'da ya...
-
Einstein: Her şey olabildiğince kolay olmalı, ama ‘basit’ değil. Bu konuda Steve Jobs'un bir düsturu var. Öyle tasarlamalısın ki ger...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder