28 Haziran 2010 Pazartesi

bir rüya gezerin uykusuzluk acısı

ruhum yalnız koltuklara yığılmış
yalnız ben
koltuklar benden sonra daha yalnız

yolcu ruhumdan güneş saklanıyor
beni örtülere
gölgelere
titremelere
emanet ediyor

akşam yoksulu cinnetim
ayaklarım kramplarla
iki büklüm koltuklarda
akıp giden
ağaç selleri
evler
dağ sıraları
durmadan akıp giden
bitmiyor
akıp gidiyor uykum
kıvranıyorum dibinde
rüyalarımın
ah bulsam ellerimi
arkamda bıraktığım yok
önümde kavuşacağım yok
yatağıma uykunun acısı çöreklenmiş

arabalar çarpışıyor
seslerinde soğuyan bir yaz
annemin fısıltıları
kulaklarım sağır
özlüyorum
boşluklarımı dinliyor kayıp ruhum
karanlığı farlar deliyor
artık köylerin o eski titrek ışıkları yok
düşlerimi tetikleyen
cılız dallar
boz damlar yok
neredeyim ben
rüyamda
dönüp başımı çevirdiğim o kasaba değil burası
merdivenlerini tırmandığım apartman değil
sürekli değiştirdiğim o evler değil
boğazımın kesildiği deniz değil
soğan çuvalları içinden karlara karışmış dilenci kadınların barakası değil
bana sarılan kadınlar kim
kadınlar yok
elimi tutan çocuğun yüzü silinmiş
bir bahçe kapısından geçiyorum
her seferinde paslı kilidi dağılıyor
bir fransızla fransızca konuşuyorum
bir ispanyolla ispanyolca
portekizce öğreniyorum
pessoa ile lizbondayım
kuşlar gibi uçuyorum
en uçlarına konuyorum selvilerin
mezarların yanı başında boy atmış
rüzgarla sallanıyor ağacım
düşüyorum
kanatlarım ağırlaşmış çırpamıyorum
bir tabutu omuzluyorum içinde taşıdığım ben
toprak atıyorlar üstüme
karanlık içinde uyanıyorum
bir kadının titrek elleri dudaklarımda gezinirken

uykusuzluk yıkıyor beni
baştan aşağı
rüyaların hatırlanması
hiç yoktan
uyku bekle beni
rüyalarıma götürecek kuş
bekle beni
gece değil sırf
kendimi bıraktığım her uzun yol koltuğunda
bekle beni bekle

rüyalarım arındırıyor
kirlerimi çözüyor
bir battaniye yetiyor
bir yüksek yastık ve
açık pencereden giren yel
böcek şakımaları
köpek ulumaları
bir hipnozun parmak şıklaması sanki
rüyalarımın kapılarına

ev bekliyor
yatak bekliyor
ben bekliyorum uykumu
kurtulmak istiyorum dünyadan
toprak bekliyor
su bekliyor
rüyalar beni saracak biliyorum

o kadar bataklaştı ki bildiğim hayat

Hiç yorum yok:

Ben Şimdi Ölmedim

- Meçhul bir Ömer'e. Bir şiirin hikayesi, şiir yazılırken anlatılmaya başlar. Şiirle beraber hikaye yazılır. Ben şimdi ölmedim. Her iste...